CEHENNEMDEKİ ÇOCUKLAR
Gavs-ı Kasrevî Seyyid Abdülhakim Hüseyni hazretlerinin sofilerinden olup, Gavs-ı Sanî Seyyid Abdulbaki Hazretleri zamanında vefat eden, Talat Cengiz adlı sofi anlatır;
Talat Kurban diye de bilinen sofi bir gün acayip bir rüya görür. Rüyasında Cehennem’e götürürler ve Cehennemin katlarını, odalarını bir bir gezdirmeye başlarlar. Talat Kurban gezdiği yerleri dehşetle seyretmeye başlar.
Cehennem’de öyle büyük odalar vardır ki, insanların azap gördüğü bir odanın büyüklüğü, kendi tabiriyle; “Türkiye büyüklüğündedir.”
Böyle bir bir azap odalarını gezip dehşet içinde kaldıktan sonra, bir oda daha gösterilir. Bu odada ise bazı çocuklar vardır. Bu çocuklar, Cehennemin içinde oldukları halde, oradaki azap ve sıkıntılardan haberleri olmadan, neşe içinde kendi aralarında oynamaktadırlar. Talat Kurban bu manzarayı görünce hayretler içinde kalır ve bu nasıl olabilir diye düşünür. Rüyası böylece biter.
Talat Kurban bu dehşet verici rüyasını daha sonra gidip, mürşidi Seyyid Abdülhakim Hüseyni Hazretleri’ne anlatır. Gavs Hazretleri ona, rüyasında gördüğü azap yerlerinin, insanların gördüğü normal azap yerleri olduğunu, fakat bir odada hiçbir şeyden habersiz oynamakta olan çocukların ise, 1960 ve 1970’li yıllarda Türkiye’de seyredilmekte olan Yunan Sinema Filmlerinde oynamış güzel kadın artistlerden olan ………..’nın (*) çocukları olduğunu söyler.
Şöyle ki, evli olan bazı erkeklerin kendi hanımı ile birlikte olurken, kendi hanımı yerine, o Yunanlı kadın sinema artistiyle o işi yaptığını hayal ederek yaptığını, bu münasebetler neticesinde doğan çocuklardan, bulûğ çağına ermeden bazılarının vefat ettiklerini, bu şekilde vefat eden çocukların ise Cehennem’e konulduğunu, fakat, Cehennem’deki sıkıntı ve azapları görmeden yaşadıklarını söyler.
(*) Gavs-ı Kasrevî Hz. Yunanlı kadın artistin adını söyledi, fakat bu hatırayı aktaran tarafından, onun ismi hatırlanamadı.
(Kaynak:İsmi mafhuz)
