ELİF VE HERİF

 

    Emrullah Aktürk hocaefendi anlatıyor;

    Kur’an-ı Kerim eğitimi yapan hanım hocalardan biri, bir gün, yetmiş yaşlarında olan yaşlı bir nineye “Gel sana Kur’an okumasını öğretelim” diye teklifte bulunur. Yaşlı nine de, yaş yetmiş iş bitmiş hesabıyla, kendisinin bu yaştan sonra Kur’an öğrenmesinin çok zor olduğunu, kendisine yapılacak emeklerin boşa gideceğini ifade eder.

    Hocahanım da, “Olsun sen yine de gel!” demiş. Yaşlı nine de, kabul etmiş gitmiş hocahanımın yanına ve başlamışlar eğitime… Hocahanım elif harfini gösterip elif demiş, yaşlı nine “herif” demiş. Hoca tekrar elif demiş o, yine “herif” demiş. Bir, iki, üç, beş, on kere derken bir türlü yaşlı nineye elif dedirtememiş. Ninenin ağzından hep “herif” kelimesi çıkmış. Bir türlü “herif”ten elif’e geçememiş.

    O günlerde de, ömür vadesi yetmiş ve vefat edivermiş. Ona ders veren Hocahanım, o hacıanneye bir elif bile dedirtemeden vefat etmesine çok üzülüyormuş.

    Bir gün, rüyasında o yaşlı hacıanneyi görmüş. Rüyada, hacıanneyi münker-nekir melekleri sorguya çekiyorlarmış. Sorguda ona sormuşlar;

    -Rabbin kim?

    -Herif!

    -Dinin ne?

    -Herif!

    -Kıblen ne?

    -Herif!

    -Peygamberin kim?

    -Herif!

    Bu şekilde ne sorarlarsa “Herif” diye cevap vermiş. Sorguyu yapan melekler şaşkınlıkla diyorlar ki;

     -Ya Rabbi!, bu ne diyor?

    Allahu Teala o anda diyor ki;

   -O benim kelamımı öğrenmeye çalışıyordu. İmtihan gereği onun dilini döndürmedim. Şu anda onun “herif”diye verdiği cevabı, Rabbim Allah (c.c.)’tır, dinim islamdır, peygamberim Muhammed Mustafa’dır, yerine kabul ettim. Bırakın onu!…

    Rüyadan sonra, bu şekilde Allah yolunda ihlas ile atılan bir tek adımın bile boşa gitmediğini anlayan Hocahanım, gözyaşlarına boğulur ve çok sevinir.

 

 

 

(Kaynak:youtube.com/Qt8598gffUc
Resim:hattatlarimiz.blogspot.com)

 

 

 

YORUM YAP