MESNEVÎ’DEN HİKMETLER

  BÜYÜKLERDEN SÖZLER

 

Mevlana Hz. Türbesi

 

   Bu sayfada yer verilen sözler, Mevlana Celaleddin-i Rumî (k.s.) hazretlerinin Farsça dilinde yazdığı, Mesnevî isimli manzum eserdeki beyitlerden tercüme edilen bazı hikmetlerdir. Söz metninin altında yer alan rakamlar, Mesnevî eserindeki cilt ve beyit numarasını ifade etmekte olup Şaban Karaköse’nin “Mevlana’dan Düşündüren Sözler” isimli kitabından alınmıştır.

 

 

Mesnevi’nin sözlerindeki suret de, surete kapılanları azdırır, yolunu kaybettirir. Manaya bakan kişiye de yol gösterir, doğru yolu buldurur.

  (VI-653+)

 

Allah velileri alemlere rahmet olmak üzere yeryüzüne getirmiştir.

(III-1804)

 

Fırsatı kaçırmadan ve şüphe etmeksizin bir velinin eteğine sarıl ki, ahir zamanın sonundaki fitnelerden kurtulasın.

(I-424)

 

Her peygamberin, her velinin ayrı bir mesleği, meşrebi, usulü vardır. Fakat hepsi seni Hakk’a ulaştırdığına göre bunlar birdir.

(I-3086)

 

Allah yolunu ve o yolun menzillerinin bilgisini, sırf akla dayalı bir halde ilimlerle meşgul olanlar bilemezler. Allah yolunun bilgilerini ancak, gönül ehli olan arifler akıllarıyla değil de gönülleriyle bilirler.

(IV-1520)

 

Hiçbir kafire hor gözle bakmayın. Çünkü müslüman olarak ölmesi mümkündür.

(VI-2451+)

 

Hakk’ın has kuluyla edepsizce konuşmak gönlü öldürür, amel defterini kapkara bir hale koyar.

(II-1740)

 

Erlerin sohbeti de seni erlerden eder. Katı taş ve mermer bile olsan, sahibine erişirsen cevher olursun.

(I-316+)

 

Su koruk içinde ekşidir, fakat üzüme gelince tatlılaşır, güzelleşir. Sonra küpün içine girince acır, haram olur. Sirke olunca ne güzel katıktır.

(I-2601+)

 

Kim bir kötü adet koysa, ondan sonra halk körlüğünden o adete uysa, bütün o adeti işleyenlerin günahı o adeti ilk koyana da yazılır. Çünkü o baştır öbürleri kuyruk…

(V-1956+)

 

Kimin aklı şehvetinden üstün olursa meleklerden daha yücedir. Kimin şehveti aklından üstünse hayvanlardan daha aşağıdır.

(IV-1496+)

 

Akrabadan, dosttan, yakınlardan, gelen bir cefa, yabancıların üçyüzbin cefasına eşittir. Çünkü insan akrabanın, dostların eziyet ve zahmette bulunacağını ummaz, tabiatı daima onların lütfuna, vefasına alışmıştır.

(III-623+)

 

Gizli olan şeyler, hep zıtları ile meydana çıkar, görülür. Cenab-ı Hakk’ın zıddı olmadığından o daima gizli kalacak, görünmeyecektir.

(I-131)

 

Aşıklık, ister nefsani olsun ister ruhani olsun bizi ötelere götürecek bir rehber, kılavuzdur.

(I-109+)

 

Bu fani dünya pazarında sermaye altındır. Öteki dünyanın sermayesi de aşktır, ağlayan iki gözdür.

(VI-839)

 

Allah bir kimsenin perdesini yırtmak isterse onu, temiz kişileri ayıplamaya meylettirir. Allah bir kimsenin ayıbını örtmek isterse, o kimse, ayıplı kimselerin ayıbı hakkında ses çıkaramaz olur.

(I-815+)

 

Bir rahata kavuşurum ümidiyle nereye kaçsan orada önüne bir bela çıkar. Dünyanın afetsiz, felaketsiz hiçbir köşesi yoktur. Hakk’ı gönülde bularak ve O’na sığınarak, O’nun manevi huzurunda yaşamaktan başka kurtuluş ve rahat mümkün değildir.

(I-3165+)

 

Allah’ın takdiri gereğince bir şey kaybedersen üzülme. Şunu iyi bil ki, o kaybettiğin şey senden bir belayı giderir. Allah; “Kurt gelse de koyunu yese bile, kaybettiğiniz şeyler için eseflenmeyin.” buyurdu. Çünkü o bela, daha büyük belaları def eder. O ziyan daha şiddetli ziyanları meneder.

(III-3260,3264+)

 

Allah’ın rahmeti, kahrı ve gazabını geçmiştir. Bu yüzden de birisini imtihan etmesi, belalara uğratması rahmetindendir. Çünkü onun kahrında gizli bir lütuf vardır.

(III-4166)

 

Şeytan birisini kerem sahiplerinden ayırırsa, onu kimsiz, kimsesiz bir hale kor. O halde de bulunca başını yer, mahvedip gider. Cemaatten bir an bile ayrılmak iyi bil ki, şeytanın hilesinden ibarettir.

(II-2165+)

 

Kervandan ayrılıp yalnız yol almaya kalkışan eşeğe o yol, yüz kere daha uzar, o derece yorulur.

(VI-514)

 

Güneşin nuru pislik üzerine düşmekle pislenmez, bir ziyan görmez. Üstelik o pislik, güneşin hararetiyle kurur yakacak (tezek) haline gelir.

(VI-2694+)

 

Allah Firavun’a şu dünyanın mülkünü, saltanatını verdi de, ona dert, ağrı, sızı, gam, keder vermedi. Şunu iyi bil ki; Sana Allah’ı hatırlatan, seni inciten, gizlice Allah’a yalvartan dert, bütün dünya mülkünden, saltanatından daha iyidir. Dertsiz yapılan dua soğuktur, bir işe yaramaz. Fakat dertliyken, acı çekerken edilen dua, gönülden kopar gelir.

(III-203+)

 

Porsuk adlı bir hayvan vardır. Dayak yedikçe şişmanlar, semirir. Dayak yedikçe daha iyileşir. Sopa vuruldukça daha semirir, büyür. İşte müminin canı da porsuk gibidir. O da, hastalık, dert, mihnet ve ızdıraplarlar kuvvetlenir, semirir.

(IV-91+)

 

Halk sakaldan hırkadan başka neyi görür ki?

(IV-836)

 

Buluşunca coşmak, sözün ulanıp gitmesi dostluk alametidir. Söz söyleyememek, konuşmamak da, birbirini sevmemek, anlaşmamak işaretidir.

(VI-2638)

 

Erkek yiğitlikte Zaloğlu Rüstem bile olsa, cesarette Hazreti Hamza’dan bile ileri geçse, yine hükmetme hususunda karısının esiridir. Alemi güzel ve tatlı sözleriyle mest eden, kendine bağlayan Hz. Muhammed bile, “Ey Hümeyra (Hz.Aişe) benimle konuş!” derdi.

(I-2426+)

 

Erkeklerin kadınlardan üstün olması, erkeğin kadına nazaran sonu görür olmasındandır.

(IV-1618+)

 

Kötü tabiatlı bir kişiye ilim ve fen öğretmek, yol kesen bir eşkiyanın eline kılıç vermeye benzer.

(IV-1436+)

 

Bilgi, mal, mevki ve hüküm kötü tabiatlı kişilerin elinde fitnedir.

(IV-1436+)

 

Eğer geceler olmasaydı, insanlar, hırstan, isteklerinin üstüne titremekten kendilerini yakar, helak ederlerdi. Herkes bir şey elde etmek, bir kar kazanmak hevesiyle bedenini ateşlere atmış, yanıp yıkılmıştır. Bir müddet hırslarından kurtulsunlar diye gece, rahmet hazinesi gibi gelir çatar.

(III-3731+)

 

İnsan durmadan, ara vermeden yüzlerce cilt kitap okusa, Allah takdir etmediyse hatırında hiçbir şey kalmaz. Fakat o kişi Allah’a layıkiyle kulluk ederse, bir kitap bile okumadan, kendi içinden, kendi gönlünden, görülmemiş, duyulmamış nadir bilgiler elde eder.

(VI-1931+)

 

Adam düşman bile olsa yine ihsan iyidir. Çünkü ihsan yüzünden düşman bile adama dost olur. Dost olmasa bile hiç olmazsa kini azalır. Çünkü ihsanda bulunmak, kine adeta merhemdir.

(II-2151+)

 

Kaza ve kader geldi mi, doktor aptallaşır. İlaç da fayda verme hususunda yolunu şaşırır.

(V-1703+)

 

Henüz kanadı çıkmayan kuş uçmaya kalkarsa, her yırtıcı kedinin lokması olur.

(I-579+)

 

Allah kendisinden başkasına gönül verenleri, bilhassa dünya sevgisine kapılanları kıskanır. Kıskançlık O’nun şanındandır. Bu sepeble kıskançlıkların aslı Allah’tandır. Bütün insanların kıskançlığı Allah’ın kıskançlığının bir cüzüdür.

(I-1766)

 

Zalimlerin malları dışarıdan güzel görünür. Herkesin dikkatini çeker, ama içi mazlumların kanı ve vebali ile doludur.

(VI-1055)

 

Kin tutma! Kinle yollarını kaybedenlerin mezarlarını kindarların yanına kazarlar. Cehennemî bir huy olan kin, kalbinde bulunursa sen de cehennemin bir cüzü olursun. Nereye gidersen cehennemi de beraber götürürsün. Kin, dinin de düşmanıdır.

(II-273+)

 

Silah ile cehalet bir kişide toplanırsa, o kişi zulümle dünyayı yakar, bir firavun kesilir.

(VI-4723)

 

İnsanı sarhoş eden yalnız şarap değildir. Bütün şehvetler, arzular insanı sarhoş eder. Hepsi de gözü ve kulağı bağlar, örter.

(IV-3612+)

 

Dünya hikmeti yani felsefe, zannı şüpheyi artırır. Fakat din hikmeti ise insanı göklerin üstüne çıkarır, ötelere yüceltir.

(II-3203)

 

Kötüye yorma, vehimlenme, insanı hiçbir hastalığı yokken hasta eder. Kabul edilmesi farz olan Peygamber hadisidir bu; “Hasta değilken, kendinizi hasta gösterirseniz gerçekten hastalanırsınız.”

(III-1579-1580)

 

Velilerde Allah’ın ihsan ettiği öyle bir kudret vardır ki, onlar yaydan çıkmış oku bile yoldan geri çevirirler.

(I-1669+)

 

Kötü zan sahibi olan kişi, yüz belirti de olsa doğruyu işitmez.

(II-2714)

 

 

 

YORUM YAP